Süleyman Seba: Efsane Başkan

Tam adıyla Süleyman Rıza Seba 1926 yılında Sakarya’nın Hendek ilçesine bağlı Soğuksulu köyündeki Rıza Bey Çiftliği’nde hayata gözlerini açmıştır. Çiftçilik işiyle uğraşan ailesinin yanında yetişen minik Seba daha sonra çok küçük yaşlarda İstanbul’a gelmiştir. Bunun sebebi babasının Seba’nın çiftçi olmamasını istememesi, okumasını istemesinden kaynaklıdır.
İlk önce Galatasaray Mekteb-i Sultani’de kısa bir öğrenim gören Seba daha sonra kendi hayallerinin farkına varıp burayı bırakmış ve Kabataş Erkek Lisesi’ne yazılmıştır. Hayalinde ise kaptan olmak ve denizlere açılmak istiyordu.
Kabataş Erkek Lisesi’ne girdiği gün hayali olan gemi kaptanlığı, okulun bahçesinde tanıştığı futbol oyunu ile birlikte takım kaptanlığına dönüşmüş ve efsane olacak olan Süleyman Seba’nın hikayesi böylelikle başlamış oldu.
Efsane’nin Sahneye Çıkışı
Yetenekleri ile Beşiktaşlı yöneticilerin dikkatini çeken Süleyman Seba’nın önünde büyük bir engel vardı. Baba Ali Rıza Seba oğlunun kesinlikle futbolcu olmasını istemiyordu. Babasının isteğini kırmamak için o dönem futbola biraz ara veren Seba, babasının vefatı ile okuluyla beraber futbolculuğu da aynı anda yürütmeye karar verdi. 1943 yılında siyah-beyazlı ekibin genç takımında görev almaya başladı. Aynı yıl genç takımın şampiyon olmasına büyük katkılar veren Seba, göz dolduran bu performansıyla kısa sürede kaptanlığa yükseldi.
1945 yılında Refik Osman Top döneminde A takıma yükselen Seba, 5 yılda 4 İstanbul Ligi şampiyonluğu kazanan kadroda yer aldı. Kariyerindeki ilk İstanbul Ligi maçını ise 1946-1947 sezonunda Fenerbahçe derbisiyle oynadı. Takımının 4-3 kaybettiği maçta ise bir gol kaydetti. İlk sezonunda 9 maçta 6 gol kaydeden Seba, Milli Küme’de şampiyonluk yaşayarak kariyerindeki ilk önemli başarısını kazandı.
Bu kadar başarıyla beraber sakatlıklar ne yazık ki peşini bırakmadı. 1950-1951’den itibaren adı İstanbul Profesyonel Ligi adı ile düzenlenen organizasyonda Seba, sakatlığı sebebiyle sadece 3 maçta forma giyebildi. İlerleyen sezonda ise 9 maç forma giyebilen Seba, 2 gol kaydetti. 1954’de ise menisküs sakatlığı sebebiyle futbolu bırakmak zorunda kaldı.
Sağ açık pozisyonunda oynayan Seba, siyah-beyazlı formayı A takım nezdinde 10 sezon boyunca giydi. Kariyerinde ise 184 maçta 44 gol kaydeden efsane, bir kez de Ümit Milli Takımı forması giydi.
Efsane Başkan’ın Diğer Tarafı
Seba, menisküs sebebiyle futbolu bıraktıktan sonra önce Et-Balık kurumunda memur olarak çalışmaya başlar. Hayatında dönüm noktası olarak gelecek teklif ise çocukluk arkadaşı Mesut Arda tarafından olmuştur. O dönem Milli İstihbarat Teşkilatı bünyesinde çalışan Mesut Arda, Süleyman Seba’ya Milli İstihbarat Teşkilatı bünyesinde çalışmasını teklif eder.
Bu teklifi kabul eden Seba, İstanbul MİT Daire Başkanlığı’nda ajanlık yapar ve Komünizm’le Mücadele Şubesi’nin önemli memurlarından biri olur.
12 Mart’ın en önemli isimlerinden biri olan Mahir Kaynak’ın vaka subaylığını da Süleyman Seba yapmıştır. Süleyman Seba tarafından sır gibi saklanan bu olay hakkında başka hiçbir detay yoktur.
Süleyman Seba tekrardan çok sevdiği Beşiktaş’a hizmet etmek için kolları sıvamış ve 1957 yılında Hakkı Yeten’in yönetiminde Beşiktaş’a üye olmuştur. 1963 yılında ise ilk kez yönetim kurulunda yer almıştır. Çeşitli dönemlerde yöneticilik yaparak Beşiktaş’a hizmet etmiştir.
Kara Kartal’ın Altın Çağı: Seba Dönemi
Takvimler 1984’ü gösterdiğinde Beşiktaş içerisinde yeni bir başkanlık seçimi için çalışılmaya başlanmıştır. O dönem diğer başkan adayı olan Mehmet Üstünkaya’ya karşı olan grup Süleyman Seba’yı başkan adayı olarak açıkladı. Seba bu görevi güçlükle kabul etse de yine de kabul etti.
Müthiş bir çekişme yaşanan kongrede, Mehmet Üstünkaya ve ekibi 480 oy alırken, Seba ve ekibi 488 oy almıştır. Böylelikle Beşiktaş’ta Süleyman Seba dönemi başlamış oldu.
Devraldığı kulüp borç içinde olan Seba, tek serveti olan evini Beşiktaş için ipotek ettirir. Bununla beraber altyapıya önem veren Seba seçildiği yıl şampiyonluğu Fenerbahçe’ye kaptırsa da 1985-1986 sezonunda şampiyonluğu kazanır. İlk şampiyonluğuyla beraber Süleyman Seba yönetimindeki Beşiktaş lige ambargo koyar. Aralarında namağlup şampiyonlukta bulunan 3 sezon üst üste şampiyonluk yine onun döneminde gelir.
Bu şampiyonlukların yanında ne yazık ki Avrupa kupalarında bir başarı elde edemeyen Beşiktaş, ilk Şampiyonlar Ligi maçına da yine Seba döneminde çıkmıştır. 1997 yılında Bayern Münih’in olduğu gruba düşen Beşiktaş deplasmanda Alman devi ile karşılaşır. Uçak korkusu olan Seba, takımı yalnız bırakmamak ve Bayern Münih başkanının daveti üzerine arabayla yola çıkarak Almanya’ya gitmiştir.
16 yıllık başkanlık döneminde Süleyman Seba, 5’i lig şampiyonluğu kupası olmak üzere tam 21 kupa kazandırmıştır. Siyah-beyazlı ekip yine onun döneminde birçok şampiyonluğu da averaj ile kaybetmiştir. Sportif başarılarının yanında Akaretler kamp binası,Fulya tesisleri, Beşiktaş Plaza, Yeşilköy, Pendik ve Çilekli tesislerini Beşiktaş’a kazandırmış ve ayrıca onun döneminde Beşiktaş Koleji kurulmuştur.
Efsanenin Tükenişi
1999-2000 sezonunda sezonunda lige kötü bir başlangıç yapan ve Şampiyonlar Ligi ön eleme maçında Hapoel Haifa’ya elenilmesi Seba’ya karşı eleştirileri iyice arttırdı. Kaybedilen puanların ardından taraftarlar isyan etmeye başlar ve Seba’nın istifa etmesine sebep olan o tezahürat söylenir: “Ahmet Dursun, Seba gitsin”
Siyah-beyazlı kulübe büyük hizmetlerde bulunan Seba, 2000 yılı mart ayındaki kongrede aday olmayacağını açıkladı.
Duygu dolu şu konuşmasıyla kongre üyelerine veda etmiştir: “İnsanlarla yaşadım, insanı öğrendim. İnsanlarla yaşadım, insanlığı öğrendim. İnsanlarla yaşadım, insanlardan nankörlüğü gördüm. ‘Dostlarım, dostlarım… Ama ben dostlarımdan çok korkarım.’ diyen düşünürlere hak vermemek elde değil!” diyerek 16 yıllık başkanlığını sonlandırdı.
Kongrede bulunan üyeler, kulüp tarihinin bir diğer önemli ismi Hakkı Yeten’den sonra oy birliği ile Süleyman Seba’nın ikinci onursal başkan olmasına karar verdi.
13 Ağustos 2014’te vefat eden Seba’nın cenaze töreni ilk golü attığı BJK İnönü Stadı’nın yerine yapılan Beşiktaş Park’ta gerçekleştirildi. Törene spor camiasından birçok isim ve binlerce Beşiktaş taraftarı katıldı. Naaşı ise Dolmabahçe Sarayı’nın karşısında bulunan Bezmialem Valide Sultan Camisi’ndeki cenaze namazının ardından Feriköy Mezarlığı’na defnedildi.
Kendisinin de dediği gibi “Şerefli ikincilikler bize yeter.”
Gürsel Ayaydın
Bir diğer içeriğimize buradan ulaşabilirsiniz.