Dünya

Uygarlıkların Gelişiminde Hastalıklar

Dünyada asırlardır yaşamımızı mücadele ve hastalıklar içerisinde sürdürüyoruz. Eski Çağlarda yaşamış
insanların yaşamları tabii ki günümüzdeki yaşam kadar kolay değildi. Avcılık ve
toplayıcılıkla başlayan hayatta kalma serüvenleri zamanla kendi yiyeceklerini ürettikleri
tarım yapmaya kadar evrilmiştir. Bunun yanında avcılıktan vazgeçmemişler ve hayvansal
ürünlerin tüketimine devam etmişlerdir.

Sonrasında ise tahıllarda olduğu gibi hayvanları da evcilleştirmeye başlamışlardır. At, koyun, boğa, domuz gibi hayvanları evcilleştirip günlük hayatlarında birçok alanda kullanmışlardır. Evcilleştirilmiş hayvanlar yemek, üretim, gibi alanlarda insanların yaşamına fazlasıyla katkı sağlamıştır. Pek tabii gelen bu
kolaylıkların yanında gelecek olumsuzluklar da kaçınılmazdır.

Eski Çağlardan itibaren dünyamız birçok salgın hastalıkla mücadele etmiştir. Ülkeleri
sosyal, ekonomik ve daha türlü türlü açıdan kötü anlamda etkilemiştir. Bu süreçlerde
milyonlarca insan hayatını kaybetmiştir. Bu nokta üzerinde araştırdığımızda geçen bir olayı
yazmak gerekirse, adamın koyundan hastalık kapmış olduğunu öğreniyoruz bu da
bize önemsiz gibi görünen ama çok önemli bir detayı görmemize neden oluyor,
“hayvanlardan insanlara geçen hastalıklar”. Her hayvandan insana hastalık geçecek diye bir
şey olmamasına rağmen eğer bir hayvandan kapılan bir hastalık çok ağır sonuçlar doğurabiliyor.

Hayvanlardan İnsanlara Geçen Hastalıklar:

– Çiçek hastalığı

– Verem

– Sıtma

– Grip

– Veba

– Kızamık

– Kolera

Araştırmaların ve gözlemlerin gösterdiği üzere ciddi can kaybına yol açan bu hastalıklar hayvan
hastalıklarının evrimleşmiş hali olarak karşımıza çıkar. Tuhaf ama gerçek olan bir olayda
bu hastalıklara neden olan mikropların artık hayvanlardan çok insanlarda görülüyor
olmasıdır.

Günümüze geldiğimizde şu an içinde bulunduğumuz durumda, eski çağlardan bu yana
süre gelen hastalıklar gibi dünyayı sarmış bir virüsle mücadele içindeyiz. İlk olarak 2019
Aralık ayında Çin’in Wuhan eyaletinde ortaya çıkan Covid-19 virüsü tüm dünyayı etkisi
altına almış bulunmaktadır.

Yarasadan geçtiği söylenen bu virüs, çoğu ülkenin hafife alması yüzünden dünyayı sarmış
durumdadır, ülkeleri oldukça kötü etkilediği de açıkça ortadadır. Önlemleri sıkı tutan
ülkelerde kontrol altına alınmış ve neredeyse görülmüyor olsa da çoğu ülkenin insanı hâlâ bu salgın hastalığa yakalanmaktadır.

Covid-19 virüsüne yakalanan hastalarda tıpkı grip olmuş gibi semptomlar görülmektedir.
Uzmanların dediğine göre kimileri grip geçirdiğini sanıp Covid-19 hastalığını atlatmış
olabilir. Hastalarda aynı grip gibi kuru öksürük ve yüksek ateş görülür virüs ciğerlere de
zarar verdiği için nefes darlığı ile de kendini göstermektedir.

Yayılması son derece kolay olan Covid-19 virüsü bizi en yakınlarımızla bile mesafeli
olmaya itmekteydi. En güvenli yerin evimiz olduğunu bilmemize rağmen dışarıdan gelen kişiler
önlemlerini almamışsa birçok yere temas etmişse, maske kullanmamışsa bu virüsü evinize
getirmesi bu kadar basitti.

İşte taşıyıcı olmak bu kadar kolaydı ve en kötüsü de buydu, kaptığınız virüsü bağışıklık sisteminiz güçlüyse yenebilirsiniz. Önce can sonra canan denmesine rağmen bu dönemde bu şekilde hareket edememiş risk altında bulunan yaşlılarımızı ve yüksek tansiyon, kalp hastalığı, astım ve daha bir sürü kronik rahatsızlığı bulunan arkadaşımızı kardeşimizi akrabamızı düşünmeliydik.

Temas ortamından faydalanan Covid-19 virüsü herkes kendini muhafaza ettiği halde ne
kadar kolay yayılmış olsa da kurallarımızdan güçlü değildi. Hastalığa yakalanan kişi kesinlikle
maske kullanmalıydı yoksa aksi takdirde dokunduğu her yere virüsü bırakabilirdi. Covid-19 yapıştığı
ortamda uzun süre aktif halde kalmakta ve bundan kaçınmakta mümkün oldukça
dışarıda bulunduğumuz vakitlerde bir yere temas etmemekten geliyordu.

Temas etmek zorunda kaldıysak da ellerimizi en az yirmi saniye sabun ve suyla yıkamamız
Ellerimizi yıkayacak ortam bulamazsak dezenfektan kullanmamız gerekmekteydi.
Kesinlikle ellerimizi yüzümüze, gözümüze, burnumuza ve ağzımıza götürmememiz gerekliydi
en kolay bulaşma yollarından biri buydu.

Hastalıkla ilgili görülen semptomlar göz önüne alındığında Covid-19’un Sars ve Mers gibi
ciddi hastalıklarla olan bağlantısı önemli tartışmalara yol açmıştır. Araştırmalarda ve bazı
yazılarda da söylendiği gibi Covid-19 virüsünün yakın dönemde
görülen Sars ve Mers gibi Koronavirüs ailesinden olduğu anlaşılmıştır. Nitekim belirtilerin
birçoğu Koronavirüs ile aynıdır.

Yine bulaşma nedenlerine bakacak olursak Covid-19, Sars ve Mers salgın hastalıklarının
hayvanlardan bulaştığı bilinmektedir. Yalnız Sars hastalığının hayvandan bulaştığı kesin
olarak belirlenememiştir.

Bu nokta gördüğümüz kesin ve net olan şey eski çağlardan günümüze çeşitli salgın
hastalıklar ortaya çıkmaktadır. Bu hastalıklar kendiliğinden ortaya çıkıp insandan insana
bulaşan hastalıklar değildir.

Her şeyin başlangıcı olarak insanoğlunun doğaya ve
hayvanlara yaptıkları neticesinde meydana gelmişlerdir. Bütün bu salgın hastalıkların bir
çıkış noktası bulunmaktadır.

Araştırmalarda hayvan dostlarımızın bize ölümcül armağanları diye bahsedilen tabloyu
paylaşmak isterim.
● Kızamık: Sığırlardan bulaşmıştır. (Sığır vebası)
● Tüberküloz: Yine sığırlardan bulaşan bir hastalıktır.
● Çiçek hastalığı: Sığır ya da akraba çiçek virüsleri taşıyan diğer hayvanlar.
● Grip: Domuz ve ördekten bulaşmıştır.
● Boğmaca: Domuz ve köpekten bulaşmıştır.
● Falciparum sıtması: Kuşlardan bulaşmıştır.

Tabloda gördüğümüz hayvanlar yakından tanıdığımız hayvanlardır. Yine bu tabloya örnek
olabilecek daha yakınımız olan kedi, köpek, tavuk ve papağan gibi evcil hayvanlarımızdan
kapabileceğimiz Kedi Humması “Leptospirois Psittacosis” gibi birçok hastalık bulunmaktadır.
Tabii bütün bu hastalıklar şu anda insandan insana doğrudan geçmemektedir,
hayvanlardan insanlara geçişi bile yaygın durumda değildir.

Şimdi geldiğimiz durumdan bahsetmek gerekirse Covid-19 küresel etkisini yitirmeye başlamış olsa bile hâlâ küresel ölçekte hastalığa yakalananlar devam etmekte ve insanlar bu salgın hastalıkla mücadele etmektedir. Her ülke imkânları dâhilinde Covid-19 karşı ilaç ve aşı çalışmalarını o günlerden bugüne sürdürmektedir.

Genel bir değerlendirme yapacak olursak asırlar öncesinden bile günümüz için teknolojik
gelişmelerin en üst seviyelere çıkacağı ön görülmekteydi. Fakat ne yazık ki hayvandan
bulaşan bir virüs tüm dünyayı etkisi altına aldı ve birçok şeye engel oldu, bu salgının yanı sıra uzmanlar ilerleyen yıllarda başka salgınlarında dünyada devam edeceğini söylemektedir.
Neler düşünülüp, neler olurken, gelişmiş teknolojilerde olağanüstü şeyler hayal
edilirken gözle görülmeyen bir virüs tüm insanlığa el yıkamayı öğretmiş. Hesaba
katılmayan bir virüs her şeyi durdurmuş, virüs sonrası yeni dünyanın nasıl
olduğu ise malumunuz gözlerinizin önündedir.

Emin Çakır

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu