Sanat

Ayrıntılar Tablosu: Arnolfini’nin Evlenmesi

Flemenk ressam Jan Van Eyck’in bizleri ayrıntılar içinde dolandıran, anlamı konusunda hala tartışmalar olan eseri: Arnolfini’nin Evlenmesi

Arnolfini'nin Evlenmesi

İnsanın içerisinde anlam veremediği duygular uyandıran bu esere ilk baktığımızda gözümüze sadece; bir erkek, bir kadın, bir köpek çarpmaktadır. Fakat tablo sadece bu üçünden ibaret değildir. Resmi dikkatlice incelediğimizde daha ayrıntılı olduğunu görürüz.

Tabloya biraz daha yaklaştığımızda tam ortada bulunan aynada kırmızı ve mavi giysili iki kişi görülür. Bunların evliliğin şahitleri olduğu ve erkeğin elini kaldırmasını ise bir yemin olarak yorumlanır. Aynanın hemen üzerinde ise Latince “Jan Van Eyck buradaydı” yazması kırmızı ve mavi giysili şahitlerden birinin o olma olasılığını güçlendirir.

Bu yorum 1994’e kadar geçerli olmuştur. Fakat işin aslı böyle değildir çünkü bahse konu olan ilk Arnolfinin, düğünü Jan Van Eyck’in ölümünden 6 yıl sonra olmuştur. Tablodaki çizime esas konu olan Arnolfini ise sanatçının kuzeni olan Arnolfini’dir. Gerçek Arnolfini’nin eşi ise tablonun tamamlanmasından bir yıl önce ölmüştür. Artık bu gözle bakılınca görülen ayrıntılar başka anlamlar kazanır bizlerce.

Resmi tekrar incelediğimizde sağ ve sol olarak ikiye ayıralım ve ortadaki aynaya bakalım. Aynanın solundaki yuvarlaklarda yani Arnolfini tarafında İsa’nın hayatta olduğu Kudüs’e gelişinden çarmıha gerilişine kadar olan hayatı varken, sağ tarafına baktığımızda ölümü, göğe yükselişi ve yeniden dirilişi vardır. Ayna sağında ve solunda tesbih ve bir süpürge barındırır yine bu Hristiyanlıkta çalışma ve dua etmeyi simgeler.

Tabloda şamdanı incelediğimizde ise sol taraftaki mum hala yanmakta iken, sağ taraftaki mum erimiş ve tükenmiştir. Bu ikisinden yola çıkarak tablonun sol tarafının yaşamı, sağ tarafının ise ölümü simgelediğini söyleyebiliriz. Resimde erkek ve kadının yerleri yine tesadüf değildir. Arnolfini pencereye doğru konumlanmışken kadın ise evin içine konumlanmıştır. Yine buradan erkeğin tüccar olması sebebiyle dış dünyayla bağlantısı vurgulanırken, kadın ev işleri ve ev ile ilişkilendirilmiştir.

Arnolfinin penceresine baktığımızda kiraz benzeri bir ağaç görürüz. Yazın çıkan bir meyve olmasına karşın eserdekilerin giyimleri kışlık biçimdedir. O yüzden yüksek ihtimalle kiraz aralarındaki sevgiyi temsil etmektedir. Kadının giyimi renkli iken erkeğin giyimi ise siyahtır yine buradan yola çıkarak erkeğin bir yas içerisinde ölmüş eşini bu şekilde hatırlıyor olabilir.

Yerdeki tüylerine varana kadar ayrıntılı duran köpek ise sadakati simgelemesinin yanında Ortaçağ Avrupa’sında bazı kadın mezar heykellerinin ayak ucunda  köpek bulunmaktadır. Tabloda ayrıca erkek ve kadının zenginliğini ve statüsünü belli eden ayrıntılarda bulunmaktadır. İlk örnek olarak avize o dönemin standartlarına göre daha geniş ve ayrıntılıdır. Pencerenin altında duran portakallarda aynı şekilde o dönemde zenginliği temsil etmektedir. Yerde duran halı ise doğu işidir bu da Arnolfinin tüccarlıkla uğraştığının simgesidir.

Kadını ve arkasında bulunan karyolayı biraz daha incelediğimizde karyolanın baş kısmında Aziz Margaret heykelciği göze çarpmaktadır. Aziz Margaret, Hristiyanlıkta hamileleri ve doğacak bebekleri koruyan bir azizdir. Bunun üzerine kadına baktığımızda normalden biraz daha şiş durmaktadır. Bu da kadının ölmeden önce hamile olduğunu veya doğumda öldüğünü bizlere düşündürebilir. Yerleri incelediğimizde Arnolfini’nin yanında ve yerde ortada iki çift terlik bulunmaktadır. Takunyaya benzer, Arnolfini’nin yanında olan terlik kendisine aittir ve saygı ifadesi olarak kenara çıkarmıştır. Kadının terlikleri ise yine renginden bulunduğu yerdeki koltukla uyumundan yola çıkarak cinselliği çağrıştırmakta ve bu tabloyu özel kılan detaylardan birini de ortaya çıkarmakta; evlilik dışı hamileliğin resmedilmesi.

Fakat günümüz yorumcuları kadının hamile olmadığını o zamanlardaki anlayışa göre kadının daha şık gözükmesi için kilolu resmedildiğini savunmaktadır.

Flemenk sanatının önde gelen isimlerinden olan Jan Van Eyck ortaya çıkardığı bu eseri son derece ayrıntılı olarak icra etmiştir. İşlemeler, ayna kenarındaki görüntüler, karyola başında bulunan heykel, yerdeki halı, hepsi. Her bir ayrıntı titizlik ve incelikle işlenmiş ve bu göz kamaştırıcı eser meydana gelmiştir. Flemenklerin önemli ressamlarından Van Eyck, geliştirdiği yağlıboya tekniğini de gözlerimiz önüne sermiştir. Kendisi 1434 yılında bu eseri yaratmış ve 1441 yılında hayata gözlerini yummuştur. Yaptığı bu eserin tartışmaları ise hala daha günümüzde devam etmektedir. Yorumcuların fikir ayrılığı yaşadığı bu eserin üzerinde mutabık olduğu tek konu diyebileceğimiz konu ise tablonun mükemmelliğidir.

Bir diğer tablo yorumlamasına buradan ulaşabilirsiniz...

Gürsel Ayaydın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu